3 Ekim 2010 Pazar

Juan Pablo Pino

Keita'nın satışından sonra kolay adam geçebilen kanat oyuncusu eksiğimizi kapatmak için getirildi Pino. 23 yaşında, Kolombiyalı, 2007'den beri Monaco'da oynuyor. Bunları duyunca insan, umutlanıyor tabi ister istemez. Aslında yeteneksiz biri de değil. Hızlı, bileği kıvrak falan hamuru iyi yani.

Bu yazıyı yazmamın nedeni ise Pino'nun futbolu bilmiyor olması. En son oynanan Kardemir Karabükspor maçında, Pino'yu maç boyunca gerek saha kenarından teknik heyetten gerekse saha içinde Galatasaraylı futbolculardan en az 15 kere "Pinooooo" diye çağırdıklarını duyduk biz televizyondan maçı takip eden taraftarlar olarak. Peki niye bağrışıyor bu Galatasaraylı futbolcular, teknik heyet? Çünkü bu adam futbolun en temel kurallarından bihaber. Korner kullanılıyordur, bu herif savunmada kalmalıdır ama kalmaz. Topu alır, bir çalım atar, son çizgiye iner, berbat bir orta açar, geri dönmez. Bir şekilde ceza sahasının içine dalar, açısı dardır, penaltı noktasında bekleyen bir takım arkadaşı vardır ama kendisi pas vermeyip şut çekmeyi tercih eder. Top rakipteyken baskı yapmaz. Top bizdeyken pozisyon almayı bilmez...

Sene boyunca bu adamı bu şekilde izlersek toplu kanser vakalarıyla karşılaşılır, tıp dünyası da bu olanlara bir açıklama getiremez. Son olarak duygularımıza tercüman olan Mustafa Sarp'ı dinliyoruz.

Hiç yorum yok: