7 Eylül 2010 Salı

Interview with the Vampire


Vampirlerle ilgili hiçbir hikayeyi veya filmi sevmem. En son olarak da geçen yıldı sanırım, yoğun ısrarlar sonucunda Twilight'ın ilk filmini izleyip bu fikrimi kesin bir şekilde perçinlemiştim. Tam anlamıyla rezil bir filmdi. Fakat vampirlerin hayatları üzerinden ölümsüzlüğün nasıl bir durum olduğunun anlatıldığı bu bu film vampirlere ve onlarla ilgili bütün hikayelere bambaşka bir bakış açısı yakalamamı sağladı ve filmin sonunda ölümsüzlükle ve vampirlerle ilgili bütün fikirlerim değişti.

Oyuncu kadrosu olarak da son zamanlarda izlediğim filmlerden en iyisine sahipti bu yapım. Brad Pitt, Tom Cruise, Antonio Banderas, Christian Slater kimi ararsanız var ve benim için en büyük sürpriz ise 12 yaşındaki küçük, sevimli kızın Kirsten Dunst olduğunu öğrenmem oldu. İnanılmaz bir şekilde iyi bir rol çıkarmış Kirsten Dunst bu filmde. Daha o yaşta böylesine ağır ve derin bir rolün hakkını oldukça iyi vermiş. Çok küçük yaşta oyunculuğa başladığını biliyordum fakat bu filmde kendisini tanıyamadım. Sadece ne sevimli velet diye geçirdim içimden ve filmin sonunda bir de baktım ki Kirsten Dunst'mış. Bir süre ağzım açık kaldı. İtiraf etmek istediğim bir nokta da bu filmde Tom Cruise'u da tanıyamamış olmam. Onun da harika oyunculuğu sonucu filmden sonra bakalım kimmiş bu dedim bir de baktım ki Tom Cruise'muş. O da kesinlikle harikaydı ve hatta filmdeki en etkileyici oyunculuk ve karaktere sahip kişiydi bence. Brad Pitt ve Antonio Banderas'a değinmiyorum bile, gerçekten bütün oyunculuklar harikaydı ve insanı bütünüyle filmin içinde hissettiriyordu.

Film başlangıçta anlatılan hikaye ile insanı içine alıyor ve filmin son sahnesine kadar da bu devam ediyor, sürükleyici, etkileyici, zaman zaman geren, zaman zaman korkutan ve içinde çok önemli mesajlar bulunduran türünün en iyilerinden bir yapım. Üstelik Twilight gibi saçma olayları ve tipleri de bünyesinde barındırmıyor. Daha n'olsun?

Hiç yorum yok: