Az önce biten maçta Milli Takımımız Çin'i tam 47 sayı farkla 87-40 mağlup etti. Her şey iyiydi güzeldi, rakip de gününde değildi. Turnuvanın en rahat maçını oynadık fakat benim aklıma takılan birkaç nokta oldu bu maçtan sonra. Maçın en başından beri zaten büyük bir farkla öndeydik ve maç hiçbir zaman zora girmedi. İpleri de gevşetmedik maç tehlikeye girmesin diye buraya kadar sorun yok. İlk yarı 39-13 bitti, 3. çeyrek yine devam ettik bu oyuna, hadi garantiye alalım diye böyleyiz dedim, buraya kadar da sorun yok. Fakat son çeyrekte sahaya çıkmasak, hatta 12 Dev Adam reklamlarındaki küçük çocukları bile oyuna soksak maçı kazanabilecek durumdayken bile bir bakıyorum ki hayatımızın savunmasını yapıyoruz, her topu sert bi şekilde bloklamaya çalışıyoruz, rakip topu oyuna sokmaya çalışırken yarı sahada pres yapıyoruz falan. Hücumdaysa yine alley-oop'lar, hiç yapılmayacak paslar, rakibin üzerinden smaç denemeleri havada uçuşuyor. Sayı attığımızdaysa rakibin gözünün içine bakmalar, triplere girmeler, topu kafayla rakibe vermeler falan. Daha neler neler...
Açıkçası bunları hiç yakıştıramadım takımımıza. Keşke adam gibi oynayıp bu maçı 47 sayı farkla değil de ne bileyim 20 küsür sayı farkla kazansaydık da böyle olaylara girmeseydik. Çünkü bana göre büyüklük bu değildir. Rakibi de düşünmek gerekir bazen.
Ekleme:
Şimdi bir de şöyle haber sitelerine falan baktım da basın da almış başını gitmiş, şöyle yaptık böyle yaptık yazmışlar. İnanılmaz yaratıcı şekilde "Çin İşkencesi" başlıkları da atılmış bir güzel. Gerçekten de "Türkler Uçuyo'" (!).
1 yorum:
Biz Türkler böyle düşündüğümüz için hiçbir zaman başarılı olamıyoruz işte. Elin oğlu 7-0'ı 8-0'a getirmek için çabalar, NBA'de fark 30'ken topa atlayana helal olsun denir, spiker çığlıklar atar, ama bize gelince "rakibe de yazık lan" düşüncesi.. Çok yanlış. Türk Milli Takımı doğru olanı yapmıştır. Belki de sonunda, geç de olsa doğru mentaliteyi yakalamıştır.
Yorum Gönder